ÖZET
Yaşlılık pek çok soruna neden olmaktadır. Bu sorunlardan biri de yaşlı istismarı ve ihmalidir. İstismar ve ihmal yaşlıların sağlık ve yaşam kalitelerini etkileyen ciddi ve karmaşık bir sorundur. Özellikle mental bozukluğu, temel ihtiyaçlarını karşılamada başkalarına bağımlılığı, depresyonu olan ya da hasta yaşlı bireyler risk gruplarını oluşturur. Yaşlı istismarı ve ihmali fiziksel, psikolojik, ekonomik, duygusal, cinsel, bakım verici ihmali ve yaşlının kendini ihmali şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu durumla karşılaşan yaşlılar, utanç veya damgalanma korkusuyla maruz kaldıkları kötü muameleleri çoğunlukla dile getirememektedirler. İstismar ve ihmal yaşlıları bedenen, ruhen ve sosyal yönden etkileyen önlenebilir bir toplumsal sorundur. Yaşlı istismarı ve ihmalinin önlenmesinde istismar ve ihmal belirtilerini ve risk gruplarını bilmek önemlidir. Yaşlı bireyin istismarı ile ilgili olarak kişileri eğitmek, bağımlı yaşlısı olan ailelere sosyal destek sağlamak, kişileri istismara yol açan ailesel ve kişisel problemlerle başa çıkmak için tedavi ve danışmanlık hizmeti almaya cesaretlendirmek, sağlık çalışanlarına bu konuda hizmet içi eğitimler düzenlemek istismar ve ihmali önlemede yardımcı olabilir.
Giriş
Son yüzyılda sağlık ve teknoloji alanındaki gelişmelere bağlı olarak ölüm hızı azalmış, doğuştan beklenen yaşam süresi ve toplam nüfus içerisindeki 65 yaş üzeri nüfus oranı artmıştır (1,2). 2016 yılı verilerine göre dünya nüfusunun %8,7‘sini yaşlılar oluştururken ülkemizde yaşlı nüfus, toplam nüfusun %8,3’dür (3). Önümüzdeki yıllarda yaşlı nüfusun giderek artacağı ve bu artışın gelişmekte olan ülkelerde daha fazla olacağı, 2050 yılının sonuna kadar 60 yaş ve üzeri kişilerin genel nüfus içindeki oranının %19’a yükseleceği tahmin edilmektedir (4). Ancak yaşlı oranındaki artışın devam etmesi ekonomi, sosyal ve sağlık alanında pek çok soruna yol açmaktadır (5). Yaşlılık, bilişsel ve fiziksel aktivitelerde gerilemenin yaşandığı, statünün kaybedildiği, duygusal yoğunluğun ve bağımlılığın arttığı bir döneme işaret etmektedir (6,7). Bununla birlikte günümüzde özellikle gelişmekte olan ülkelerde sosyal destek sistemlerinin yetersiz kalması, geniş aile yapısından çekirdek aile yapısına geçiş, yaşanılan ekonomik güçlükler, göç, kadının çalışma yaşamına katılması gibi nedenler yaşlı istismarı ve ihmaline zemin hazırlamaktadır (8-11).
Yaşlı İstismarı ve İhmali
Yaşlı istismarını ilk kez Baker ve Burston 1975 yılında “granny battering” olarak tanımlamıştır (12). Uluslararası Yaşlı İstismarının Önlenmesi ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Toronto Deklerasyonu’na (2002) göre yaşlı istismarı “yaşlı insanlara karşı, herhangi bir güven beklentisi içinde gerçekleşen, sıkıntı ve zarara neden olabilecek bir kez veya tekrarlanan hareket ve davranış eksikliği”dir (13). Araştırmalar yaşlının istismar ve ihmale, en fazla kendi evinde maruz kaldığını, istismarcının ise çoğunlukla eşi ve çocukları olduğunu göstermektedir (14). Ancak yaşlı istismarı ve ihmali sadece aile içinde görülen bir durum olmayıp yaşlının hizmet aldığı kurumlarda da görülebilmektedir. Başkalarının neden olduğu istismar ve ihmal dışında yaşlının kendi kendini ihmal ettiği durumlara da rastlanmaktadır (15).
Yaşlı İstismarı ve İhmali Türleri
Yaşlı istismarı fiziksel, ekonomik, cinsel ve psikolojik (duygusal) istismar olarak dört grupta incelenirken, yaşlı ihmali bireyin kendi kendini ihmal etmesi veya yaşlının çevresindeki kişiler tarafından ihmal edilmesi olarak iki grup altında incelenmektedir (15,16).
Fiziksel İstismar
Yaşlının güvendiği veya bakımından sorumlu olan kişiler tarafından bilinçli bir şekilde yapılan tokat atma, sigara veya başka bir şeyle yakma, vurma gibi vücuda zarar verme, ağrı verme, fiziksel olarak engel olma, zorla yatakta tutma gibi durumları kapsamaktadır (17,18). Yaşlıda nedeni açıklanamayan yaralanmalar, vücutta morluklar, kırıklar, ısırık izleri, sopa izleri, kamçı izleri, vücutta yanmış bölgelerin olması, saçlı deride kanama olması ya da belirli bir bölgede saçın olmaması gibi fiziksel özelliklerin bulunması bu istismar türünü düşündürür (14).
Psikolojik (Duygusal) İstismar
Yaşlının güvendiği bir kişinin bilerek ve isteyerek yaşlıya ruhsal açıdan acı vermesi psikolojik istismar olarak kabul edilmektedir (19). Yaşlının sevgi, şefkat, ilgi, destek gibi duygusal ihtiyaçlarının giderilmemesi, küçümsenmesi, yaşlıya sözlü saldırıda bulunulması bu istismar kapsamındadır (20). Duygusal istismar, yaşlıların çekingen davranmasına, sorulara cevap vermemesine, diğer kişilerle iletişim kurmak istememesine ve depresyona yol açabilmektedir (21). Duygusal istismar tek başına var olabileceği gibi özellikle cinsel ve fiziksel istismar uygulanan kişilerde bu istismar türüne de rastlanmaktadır (22).
Cinsel İstismar
Yaşlının kendi onayı olmadan herhangi bir cinsel aktiviteye zorlanmasıdır. Utanma veya kendisine bakan kişinin cezalandırılacağı düşüncesiyle yaşlılar tarafından en çok gizlenen istismar türüdür. Cinsel istismar mağdurları daha çok kadınlarken eylemi gerçekleştirenler yaşlının tanıdığı veya akrabasıdır. Cinsel istismar belirtileri olarak yaşlının vajinasından kan gelmesi, elbiselerin yırtılmış, lekeli veya üzerinde salgı olması, göğüslerde çürük ve morluklar bulunması, genital bölgede ağrı olması sayılabilir. Cinsel istismar mağdurlarında genellikle uyku bozuklukları, saldırgan davranışlar ve depresyon görülebilmektedir (23).
Ekonomik İstismar
Yaşlının güvendiği kişi tarafından yasal veya yasal olmayan bir biçimde parasının ve/veya malının alınmasıdır. Yaşlı kişinin düzensiz şekilde bankadan para çekmesi, mal varlığında nedensiz azalma olması, para getirecek değerli eşyalarının kaybolması, nedensiz yere faturalarını ödeyemeyecek duruma gelmesi gibi durumlar ekonomik istismar belirtileri arasındadır (16,21).
İhmal
Yaşlılarda ihmal, istismara göre daha fazla görülmektedir. Aile bireyleri çoğu zaman yaşlıyı ihmal ettiklerinin farkında değillerdir. Yaşlının yakınları tarafından ihmal edilmesinde; yakınlarının, yaşlının yiyecek, giyecek, ısınma, tıbbi tedavi, hijyen gibi ihtiyaçlarını yerine getirmemeleri ya da yerine getirme konusunda isteksiz davranmaları söz konusudur (9,15).
Yaşlının kendini ihmal etmesiyse yaşlının güvenlik tedbirlerini, tıbbi tedavisini, kişisel bakımını, barınma, giyinme ve beslenme gibi ihtiyaçlarını sağlamada yetersiz kalması veya reddetmesiyle kendi sağlığını ve güvenliğini tehdit edecek davranışlarda bulunmasıdır (24).
Yaşlının kötü kokması, derisinde kızarıklık ve yaraların olması, beslenme bozukluğunun bulunması, elbiselerinin kirli olması, mevsime uygun giyinmemesi, hasta olduğu halde yakınlarının hastaneye götürmemesi gibi durumlar yaşlı ihmalinin belirtileridir (21).
Yaşlı İstismarı ve İhmali için Risk Faktörleri
Yaşlı istismarı ve ihmalinde hem yaşlı hem de istismar ve ihmali gerçekleştirenler açısından bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz (9,14,23,25,26):
Yaşlı Bireye Ait Risk Faktörleri
- İleri yaşlarda (70-75 ve üzeri) olma,
- Kadın olma,
- Düşük eğitim düzeyi,
- Düşük gelir düzeyi,
- Depresyon varlığı,
- Bağımlılık ve yetersizlik hali (sağlık sorunları, ekonomik nedenler vb),
- Kalabalık aile ortamı içerisinde yaşama,
- Statü ve güç kaybına uğrama,
- Dul veya boşanmış olma,
- Yalnız yaşama veya sosyal izolasyon,
- Cazip maddi kaynağının varlığı,
- Mental kapasitede azalma,
- Fiziksel veya mental engelin bulunması.
İstismarcıya Ait Risk Faktörleri
Aile üyesi olma,
- Üstlendiği bakım rolünü benimsememe ve zorunlu yapma,
- Bakım verdiği kişiyle anlaşamama,
- Tedavi edilmemiş psikiyatrik sorunların olması,
- Parasal ve tıbbi problem varlığı,
- Ailevi sorunların olması,
- İşsizlik gibi dış stresörler,
- İlaç, alkol ya da madde bağımlısı olma,
- Şiddet ve istismarı çözüm olarak algılama.
Sosyal ve Kültürel Risk Faktörleri
- Sosyal destek eksikliği,
- Şiddetin nesiller boyu görülerek öğrenilmesi,
- Şiddetle ilgili kültürel inanışlar.
Kuruma Ait Risk Faktörleri
Kurumlarda kalan yaşlıların bakım ihtiyacı,
- Çalışanlara düşük ücret verilmesi,
- Çalışanların yetersiz ya da çok çalışması,
- Çalışanların yaşlı istismar ve ihmaline duyarsız olması,
-Çalışanların başkalarının aile içi ilişkilerine karışmak istememesi,
- Çalışanların istismar ve ihmali nasıl bildirecekleri konusunda bilgi yetersizliği.
Yukarıda sayılan risk faktörleri yaşlı istismarı ve ihmalinin görülmesinde artış yaşanmasına neden olmaktadır. Ancak buradaki en önemli sorun, istismar ve ihmalin hem aile hem de yaşlı kişi tarafından bir sorun olarak algılanmaması ve saptanmasının kolay olmamasıdır. Bazen yaşlı bireyin ailesi, yaşlıya istismar uyguladığını ya da ihmal ettiğini kabul etmemektedir. Bazen de yaşlı kişi, kendisine yapılan istismar ve/veya ihmalin farkına varamadığı için bu konuda kendisini suçlamakta, ailesinin davranışlarından utanabilmekte, durumu aile sırrı olarak görüp paylaşmak istememekte ya da birilerine söylediği takdirde kimsenin kendisine inanmayacağını, yakınlarının kendisine daha kötü davranacaklarını ve kendisini bir kuruma göndereceklerini düşünebilmektedir (21). Bu durum, yaşlıların ailesi ya da akrabaları tarafından uğradıkları istismarı çoğu zaman saklamalarına neden olmaktadır.
Türkiye’de Yaşlı İstismarı ve İhmalini Belirlemeye Yönelik Yapılan Çalışmalar
Türkiye’de yaşlı istismarı alanında yapılan araştırmalara bakıldığında, ulaşılan ilk bilimsel çalışma Artan’ın 1996 yılında İstanbul ilinde huzurevine girmek için başvuran 113 yaşlı ve yaşlı yakını ile yaptığı araştırmadır. Araştırmada, çalışmada yer alan yaşlıların %26’sının fiziksel istismara maruz kaldığı saptanmıştır (27).
Sözen, İnanıcı, Arıcan ve ark. (1999) 120 yaşlı üzerinde yaptığı başka bir çalışmada yaşlıların %17,5’inin fiziksel istismara, %46’sının psikolojik istismara, üç yaşlının ise cinsel istismara maruz kaldığı bulunmuştur (28).
2004 yılında İzmir ili İnönü Sağlık Ocağı bölgesinde 65 yaş ve üzerindeki 204 yaşlı ile yapılan bir araştırmada, yaşlıların %1,5’inin fiziksel, %2,5’inin ekonomik istismara maruz kaldığı, %3,5’inde kesin ihmal bulgusu ve %28,9’unda da ihmal bulgusu olduğu saptanmıştır (29).
Ankara ili Yenimahalle ilçesinde, 65 yaş üzeri 275 kişi üzerinde yapılan araştırmada, yaşlıların %18,2’sinde aile içi yaşlı istismarı saptanmıştır. Yaşlı istismarının %40,5’ini psikolojik, %29,7’sini ihmal, %20,3’ünü ekonomik ve %9,5’ini fiziksel istismar oluşturmaktadır. Araştırmada aile içi yaşlı istismarı kadınlarda, 75 yaş ve üzeri kişilerde, dullarda ilkokul mezunu olanlarda ve hafif ya da orta bilişsel bozukluğu olanlarda daha fazla görülmüştür (30).
Ergören ve ark.’nın (31) jinekoloji polikliniğine başvuran kadınlarda yaşlı istismarını saptamaya yönelik yaptıkları çalışmada, katılımcıların %22,6’sı kendilerine yakın insanların onları yaralamaya ve zarar vermeye çalıştıklarını belirtmiştir.
Üç yüz altı yaşlı ile huzurevlerinde yapılan diğer bir çalışmada araştırmada yer alan yaşlı bireylerin %4,9’unun fiziksel şiddete, %5,9’unun psikolojik şiddete, %2,3’ünün ekonomik şiddete, %0,3’ünün de cinsel şiddete maruz kaldığı saptanmıştır (32).
Van’da 368 yaşlıyla yapılan bir araştırmada yaşlıların %7,6’sı psikolojik istismara, %0,3’ü ekonomik istismara, %1,1’i fiziksel istismara uğradığını belirtirken, cinsel istismara rastlanmamıştır (33).
Aydın ili merkezinde 756 yaşlıyla yapılan araştırmaya katılanlardan son 12 ay içinde %8,1’inin psikolojik, %7,6’sının ihmal, %3,5’inin ekonomik, %2,9’unun fiziksel, %0,4’ünün de cinsel istismara maruz kaldığı saptanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre psikolojik istismarın kadınlarda, geniş ailede yaşayanlarda, sosyal güvencesi olmayanlarda, fiziksel engeli bulunanlarda daha fazla görüldüğü ve 75 yaş ve üzeri yaşlıların 75 yaş altı yaşlılara göre ekonomik açıdan daha fazla istismar edildiği saptanmıştır (34).
Artan’ın (28) yine huzurevlerinde yaptığı çalışmada aile içinde herhangi bir şekilde ihmal ya da istismara maruz kalanların yüksek bir orana (%62,40) sahip olduğu saptanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre yaşlılara yönelik istismar uygulayan kişilerin; erkek çocukları (%25), gelinleri (%21,59), eşleri (%19,32), kız çocukları (%15,91), özellikle çocuğu olmayan yaşlılarla ilgilenmekte olan yeğenleri (%11,36), damatları (%4,55) ve torunları (%2,27) olduğu görülmüştür. Yaşlıların en fazla psikolojik istismar kapsamında olan sözel hakaretlere maruz kaldıkları (%30,69), %27,27’sinin ekonomik istismara, %23,86’sının fiziksel istismara maruz kaldığı tespit edilmiştir (28).
Artan’ın (12) huzurevlerinde 100 yaşlı ile yaptığı diğer bir çalışmada ise 33 yaşlının (%33) yakınları tarafından ekonomik istismara uğradığı saptanmıştır.
Kılıç ve Şelimen’in (17) huzurevlerinde 360 yaşlıyla yaptıkları çalışmada %1,3’ünün cinsel istismara, %6,4’ünün fiziksel istismara maruz kaldığı görülmüştür. Çalışmada, yaşlılara şiddet uygulayanların %39,13’ünün oğlu, %17,39’unun damadı, %17,39’unun gelini, %17,39’unun diğer kişiler, %8,69’unun ise kızı olduğu belirlenmiştir. Fiziksel istismara uğrayan yaşlılar, %21,73 hırpalanma, %17,3 sopayla dayak yeme, %17,3 şiddetli dövülme ve itilme, %17,3 herhangi bir yerinin sıkılması, %13 tokat yeme, %13 sert bir cisim fırlatılma ile karşılaşmışlardır. Cinsel istismarla karşılaşan yaşlıların, %40’ı içine kapandığını, %20’si korktuğunu, %20’si üzüldüğünü, %20’si ise nefret duygusu hissettiğini belirtmiştir (17).
Kendirli ve ark.’nın (35) 253 yaşlıyla yaptığı bir çalışmada ise katılımcıların %2,4’ünün fiziksel, %22,1’inin duygusal, %5,1’inin ekonomik, %0,4’ünün cinsel istismara uğradığı saptanmıştır. Araştırmada ayrıca, diploması olmayanların olanlara göre 2,6 kat, genel sağlık algısı orta/kötü olanların mükemmel/çok iyi/iyi olanlara göre 2,1 kat ve günlük yaşam aktivitelerinde bağımlı olanların bağımsız olanlara göre 2,3 kat istismara uğradığı görülmüştür (35).
Yaşlı İstismarı ve İhmalinin Önlenmesi
Günümüzde yaşlı istismar ve ihmali her ülkede görülebilen, yaşlının fiziksel, duygusal, ekonomik açıdan zarar görmesine ve ölümüne yol açabilecek önemli bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Nitekim Türkiye’de de yaşlıya karşı uygulanan istismar ve ihmal kolluk kuvvetlerinin ve araştırmacıların dikkatini çekecek boyutlara ulaşmaya başlamıştır (36). Bu durumlarla ilgili yasal düzenlemelere bakılacak olursa; Türk Ceza Kanunu’nun 97. maddesinde; “Yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi hâline terk eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü yer almaktadır. 98. maddede ise; “Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır” hükmü yer almaktadır. 279. maddede “Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü bulunurken 280. maddede ise görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü bulunmaktadır. 279 ve 280. maddeler ile kamu görevlilerine ve sağlık mesleği mensuplarına ölüm olması ya da olmamasına bakılmaksızın yaşlı istismarını bildirme yükümlülüğü getirilmiştir (37).
Yaşlıya yönelik istismar ve ihmalin önlenmesi için, istismar ve ihmal kapsamına giren davranışların ve bu davranışlarla karşılaşıldığında neler yapılması gerektiğinin toplumdaki herkese öğretilmesi önemlidir. Medyanın yaşlı istismarı, özellikleri ve nedenleri konusunda, bilgilendirici programlara yer vermesi, verilen mesajların pek çok kişiye ulaşması açısından yararlı olabilir. Özellikle istismar ve ihmal yönünden risk taşıyan yaşlı bireylere bakım veren kişilere sorumluluklarını yerine getirirken ihtiyaç duydukları bilgi ve becerinin sağlanması için eğitim, danışmanlık ve sosyal destek hizmetlerinin verilmesi istismar ve ihmali azaltabilir (21). Ayrıca yaşlılar, yaşlı istismarının ne olduğu ve temel hakları konusunda bilgilendirilmelidirler (26). Yaşlılara istismarla karşılaştıklarında bu durumu gerekli mercilere bildirmeleri konusunda bilgi verilmelidir. Yaşlıların istismara uğradıkları zaman ailelerinin yanında kalmaya devam etmeleri yerine kalabilecekleri sığınma evlerinin sağlanması ve burada yeterli sayıda personel bulunması, yaşlının yeniden istismara uğramasına engel olabilir.
Yaşlı istismarı ve ihmalinin tespit edilip bildirilmesinde sağlık personeline de sorumluluk düşmektedir. Sağlık personeli istismarı nasıl fark edeceği, böyle bir durumla karşılaşırsa nasıl davranması gerektiği konusunda eğitilmelidir.
2007 yılındaki Türkiye’de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı’nda yer alan “Yaşlılara Karşı Her Türlü İhmal, İstismar ve Şiddetin Ortadan Kaldırılması” ve “Yaşlı İstismarını Önlemeye Yönelik Destek Hizmetlerinin Verilmesi” ile ilgili planlanan çalışmaların bir an önce yerine getirilmesi de ülkemizdeki yaşlı istismar ve ihmalinin önlenmesi açısından gereklidir (38).
Sonuç
Yaşlı nüfusunun giderek artmasına bağlı olarak yaşlı istismar ve ihmalinin daha ciddi boyutlara gelmesi kaçınılmazdır. Yaşlı istismarı ve ihmali yaşlıyı inciten, ona zarar veren hatta yaşlının ölümüne neden olabilen önemli bir sorun olmakla birlikte önlenebilir bir durumdur. Önlemede toplumun tüm kesimlerinin özellikle de sağlık çalışanlarının bu konuda bilinçlendirilmesi ve yaşlıya yönelik koruyucu sosyal politikaların geliştirilmesi gerekmektedir. Yasal olarak gerekli düzenlemelerin sağlanarak istismar ve ihmali gerçekleştiren kişilere ciddi cezalar verilmesi caydırıcı olabilir. Ayrıca bu konuda daha fazla araştırma yapılmasının, bu araştırmalarda nitel araştırma yöntemlerinin de kullanılmasının istismar ve ihmalin belirlenmesine yardımcı olacağı ve ülkemizdeki durumu ortaya koyacağı düşünülmektedir.
Etik
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Dizayn: Ş.E., H.B., Veri Toplama ve Yorumlama: Ş.E., H.B., Analiz veya Yorumlama: Ş.E., H.B., Literatür arama: Ş.E., Yazan: Ş.E., H.B.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.