ÖZET
Oral kavite kanserleri dünyada en sık görülen 6. kanser olup, kanserle ilişkili ölümlerde erkekler arasında 20. sırada, kadınlar arasında ise 16. sırada yer almaktadır. Histopatolojik olarak tespit edilebilen ve kötü prognozla ilişkilendirilmiş prognostik bir parametre olan tümör tomurcuklanması ucuz ve kolay bir yöntemle saptanır. Tümör tomurcuklanması, tümörün infiltratif alanının en periferinde tümör kitlesinden ayrılarak çevre stromaya dağılan, tek tek duran tümör hücreleri ya da 5 tümör hücresinden az tümör kümesi olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmada, oral kavite kanserlerinde tümör tomurcuklanmasıyla lenf nodu metastaz ilişkisini araştırmayı planladık.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kulak burun boğaz ve plastik cerrahi tarafından oral kavite kanseri nedeniyle boyuna lenf nodu diseksiyonu yapılan 30 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.
Otuz oral kavite kanserli olgunun histolojik tipi yassı epitel hücreli karsinom olarak rapor edilmiştir. Üç ve daha az tomurcuk yapan 19 olgunun 18’inde metastaz izlenmezken, 1 olguda metastaz görülmüştür. Üçten fazla tomurcuk yapan 11 olguda servikal lenf nodlarında fazla sayıda metastaz görülmüştür.
Erken evre oral kavite kanserlerinde histopatolojik yöntemle saptanabilen bir parametre olarak tümör tomurcuklanması, lenfovasküler invazyon ve kötü prognostik parametre olarak uyarıcı olabilir. Çalışmamızda yüksek düzeyde tomurcuklanmanın daha fazla lenf nodu metastazı ile ilişkili olduğu saptanmış olup, bu yöntem herhangi bir maliyet içermemektedir. Bu amaçla patoloji raporlarına tomurcuklanma bulgularının eklenmesi ve olguların takibinin bu bulgular doğrultusunda yapılması sağkalım açısından faydalı olabilecek bir yöntem olabilir.