ÖZET
Bu tek merkezli çalışmada, kurumumuzun primer kardiyak tümörler nedeniyle opere edilmiş 81 hastadaki 38 yıllık tecrübesini gözden geçirdik.
Bu çalışmaya dahil edilen 81 hastanın %95’inde (n=77) benign %5’inde (n=4) ise malign tümörler bulunmaktaydı. Benign tümörler, miksomaları (n=66, %81,5), rabdomyomaları (n=9, %11,1) ve papiller fibroelastomaları (n=2, %2,5) içeriyordu. Malign tümörler ise anjiosarkomaları (n=2, %2,5) ve rabdomyosarkomaları (n=2, %2,5) kapsamaktaydı. Başvuru sırasında en sık görülen semptomlar disepne (%49,4), çarpıntı (%30,9) ve sistemik embolizasyondu (%14,8). Tümörler, 61 olguda (%75,3) sol atriumdan, 12 olguda (%14,8) sağ atriumdan 5 olguda (%6,2) sağ ventrikülden ve 3 olguda (%3,7) sol ventrikülden köken alıyordu. Cerrahi yaklaşım, 47 olguda (%58) uniatriyaldi. Bilateral atriyotomi 26 hastada (%32) uygulandı. Postoperatif komplikasyon insidansı %14,8 (n=12) olarak tespit edildi.
Hastane içi ölüm (30 günlük), %4,9’du (n=4). Miksomalarla karşılaştırıldığında, diğer benign ve malign tümörlerin sürvilerinin karakteristiklerinin daha kötü olduğu görüldü.
Primer kardiyak tümörlerin, negatif sınırlar ile cerrahi rezeksiyonu, çok iyi uzun dönem sağkalım sağlamaktadır; kardiyak miksomalı hastaların sağkalım karakteristikleri genel popülasyon ile benzerlik göstermektedir