ÖZET
Çalışmamızın amacı malign olmayan plevral efüzyonlarda uygulanan göğüs tüpü ve intraplevral kataterlerin karşılaştırılmasıdır.
Mart 2016 ve Nisan 2017 tarihleri arasında yapılan çalışmaya plevral efüzyon tanısı olan ancak öncesinde malignite hikayesi bulunmayan 33 hasta kabul edildi. Plevral efüzyonlarının patolojik incelemesi malign plevral efüzyon olarak raporlanan hastalar çalışmadan çıkartıldı. Drenaj amacıyla 28 French göğüs tüpleri ve 8 French intraplevral kataterler (B. Braun, Melsungen, Almanya) kullanıldı. Çalışmaya katılan hastalar yaş, cinsiyet, efüzyonun etiyolojisi, işlem uygulanan taraf, drenaj miktarı, hastanede kalış süresi, ağrı düzeyi ve komplikasyonlar açısından değerlendirildi. Ağrı düzeyi Visual Analog skala (VAS) ile hesaplandı. Elde edilen veriler istatistiksel olarak Mann-Whitney U testi ile değerlendirildi. 0,05 sayısından küçük olan p değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Toplam 20 erkek (%61) ve 13 kadın (%39) hastadan 14 tanesine (%42) göğüs tüpü, 19 tanesine (%58) intraplevral katater takıldı. Hastaların yaş ortalaması 66,8 (28-93) yıl olarak hesaplandı. İşlemler 20 hastada (%61) sağ, 13 hastada (%39) ise sol taraftan uygulandı. Ortalama drenaj miktarı 2219 (500-4700) mL olarak ölçüldü. On dört olguda (%42) parapnömonik efüzyon saptanırken, plevral efüzyonun nedeni 15 hastada (%45) kalp yetmezliği ve 4 hastada (%13) ise böbrek yetmezliği idi. Hastanede ortalama kalış süresi göğüs tüpü takılan hastalarda 4,93 gün iken intraplevral katater ile tedavi edilen hastalarda bu değer 3,94 gün olarak hesaplandı. Sadece göğüs tüpü takılan bir hastada interkostal arter yaralanması gelişti. İki grup istatistiksel olarak analiz edildiğinde hastanede kalış süresi (p=0,0013) ve ağrı düzeyi (p<0,00001) açısından anlamlı fark saptandı.
İntraplevral kataterler, benign plevral efüzyonlarda, daha az ağrıya sebep olması ve hastanede kalış süresini azaltması nedeniyle güvenli ve konforlu bir tedavi yöntemi olarak tercih edilebilir.