Genel Cerrahi Polikliniğine Başvuran Normal Kilolu ve Obez Hastalarda Obezite Prevelans ve Farkındalık Çalışması
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
P: 176-182
Ağustos 2020

Genel Cerrahi Polikliniğine Başvuran Normal Kilolu ve Obez Hastalarda Obezite Prevelans ve Farkındalık Çalışması

J Ankara Univ Fac Med 2020;73(2):176-182
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 02.04.2020
Kabul Tarihi: 06.04.2020
Yayın Tarihi: 21.07.2020
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Çalışmamızda genel cerrahi polikliniğine başka sebeplerle başvuran normal kilolu ve obez hastaların; obezite hastalığı hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunu ortaya koymayı, farkındalığını tespit etmeyi ve obezite prevelansını bulmayı hedefledik.

Gereç ve Yöntem:

Genel cerrahi kliniğine başvuran 18 yaş ve üzeri hastalardan kapalı ortamda yüz yüze görüşme metodu ile evet-hayır şeklinde cevaplar içeren 23 soruluk daha önceden araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu doldurularak obezite ile ilişkili epidemiyolojik risk faktörleri ve obeziteye eşlik edebilecek sağlık sorunları ile ilgili cevaplar alındı. Hastalar vücut kitle indekslerine (VKİ) göre; VKİ<30 olan hastalar grup 1, VKİ ≥30 olan hastalar grup 2 olarak sınıflandırıldı.

Bulgular:

Toplam 956 hasta dahil edildi. Boy-kilo ortalaması sırasıyla 167,57±8,93 cm ve 71,88±14,34 kg idi. Obezite insidansı %13,2 olarak tespit edildi. Gruplar arasında cinsiyet (p=0,007), medeni durum (p<0,0001), yaş (p=0,02), çocuk sayısı (p<0,0001), alkol kullanımı (p=0,028) ve sigara içme (p=0,022) kullanımı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi. Hastaların %61’i (n=51) obezitenin cerrahi olarak tedavi edilebilecek bir hastalık olduğunu (p=0,037). Gruplar arasında ailesinde obezite olan hastalar ile VKİ’sinin ≥30 olması arasında istatistiksel olarak anlamlı (p=0,003) bir bağ olduğu görüldü.

Sonuç:

Çalışmamız toplumumuzun obezite ile ilgili bilinç düzeyini değerlendirmek amacıyla ülkemizde yapılan ilk çalışmadır. Obezitenin farkındalığı ve sebep olduğu hastalıklar toplumun çoğunluğunca (>50’den fazla) bilinse de halen yeterli değildir. Obezite hakkında toplumda daha fazla bilgilendirmeler yapılarak prevelansının azaltılabileceği ve neden olabileceği hastalıkların önüne geçilebileceği kanaatindeyiz.

Giriş

Obezite her yıl prevelansı artan kronik bir hastalıktır (1). Obezite, kardiyovasküler hastalık, tip 2 Diabetes Mellitus (DM), hipertansiyon (HT), hiperlipidemi, uyku apnesi ve inme gibi birçok hastalık için bağımsız risk faktörüdür (2,3). Obez hastaları değerlendirmede pratikte en fazla kullanılan yöntem vücut kitle indeksidir (VKİ). Buna göre VKİ <18,5 kg/m2 olan hasta grubu zayıf, ≥18,5-24,9 kg/m2 arası normal kilolu, ≥25,0-29,9 kg/m2 arası obez öncesi kilolu, ≥30 kg/m2 ise obez olarak sınıflandırılır (4). VKİ arttıkça mortalite ve morbidite oranları da artmaktadır (5,6).

Ülkemizde yapılan çalışmalarda obezite prevalansının %30’ların üzerinde olduğu gösterilmiştir (7,8). Birçok sağlık probleminin kaynağı olan obezite tedavi edilebilen bir hastalıktır (9). Obezitenin tedavisinde diyet, yaşam tarzı değişiklikleri, fiziksel aktivite artışı ve farmakoterapi ilk seçenekler arasında yer alır. Son dönemlerde bu tedavilerde başarısız olan hastalarda bariyatrik cerrahi prosedürler uygulanmaktadır (10).

Ülkemizde toplumun hastalık hakkındaki bilgi düzeyini ortaya koyan bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızda genel cerrahi polikliniğine başka sebeplerle başvuran normal kilolu ve obez hastaların; obezite hastalığı hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunu ortaya koymayı, farkındalığını tespit etmeyi ve obezite prevelansını bulmayı hedefledik.

Gereç ve Yöntem

Ağustos 2018-Ocak 2019 tarihleri arasında Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği’ne farklı sebeplerden başvuran 18 yaş üzeri hastalar çalışmaya dahil edildi. Obezite polikliniğine başvuran hastalar, onkolojik tedavi görenler, gebeler ve çalışmaya katılmayı kabul etmeyenler çalışma dışı bırakıldı. Çalışma öncesi yerel etik kurul onayı (Lokal Komite Etik Kurulu, 2018-15) alındı. Çalışma sırasında tüm katılımcılardan onayları alınarak onam formları imzalatıldı. Hastaların yaş, cinsiyet, boy, kilo gibi demografik özellikleri kayıt altına alındı. Bağımsız değişken olarak medeni durum, eğitim düzeyi, aylık gelir, alkol ve sigara kullanımı değerlendirildi. Kadın hastalarda doğum sayısı sorgulandı. Hastaların diyabet, hipertansiyon, kalp hastalığı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)-astım ve hiperlipidemi gibi ek hastalıkları kayıt altına altındı. Hastaların daha önceden herhangi bir sebepten ameliyat geçirip geçirmedikleri sorgulandı.

Tüm hastaların ağırlıkları, kalibrasyonu yapılmış klasik baskülle, boy uzunluğu ise stadiyometre ile ölçülerek, ağırlık (kg)/boy (m2)” formülü ile VKİ’leri hesaplandı (4). Hastalar VKİ’lerine göre iki gruba ayrıldı.  VKİ<30 olan hastalar grup 1, VKİ≥30 olan hastalar grup 2 olarak sınıflandırıldı.

Hastalarla daha önceden araştırmacılar tarafından hazırlanan anket uygulaması kapalı ortamda yüz yüze görüşme metodu ile yapıldı. Evet-hayır şeklinde cevaplar içeren 23 soruluk anket formu doldurularak obezite ile ilişkili epidemiyolojik risk faktörleri ve obeziteye eşlik edebilen sağlık sorunları ile ilgili cevaplar alındı.

İstatistiksel Analiz

İstatistiksel yöntem olarak kategorik değişkenler için frekans, yüzde değerleri verildi. Sürekli değişkenler için ortalama, standart sapma, medyan, minimum ve maksimum değerleri verildi. Sürekli değişkenlerin normal dağılım sınaması Kolmogorov-Smirnov testi ile yapıldı. Kategorik değişkenler arası ilişkiler için ki-kare analizi ve Tek örneklem ki-kare ile yapıldı. Uygun olan durumlarda Fisher Freeman Halton testi ile değerlendirildi. Analizler NCSS 11 (Number Cruncher Statistical System, 2017 Statistical Software) Programı ile yapıldı. p<0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Bulgular

Çalışmaya kriterlere uyan toplam 1004 hasta dahil edildi. Kırk sekiz olgu anket sorularını cevaplamak istemediği için çalışma dışı bırakıldı. Ankete katılan 956 hastanın boy ve kilo ortalaması sırasıyla 167,57±8,93 cm ve 71,88±14,34 kg idi. Eşlik eden ek hastalıklar değerlendirildiğinde 11,82% (n=113) hastada DM, 7,11% (n=68) hastada HT, 2,09% (n=20) hastada KOAH ve/veya astım, 0,73% (n=7) hiperkolesterolemi, 3,7% (n=38) hastada kalp hastalığı olduğu tespit edildi. Hastaların 56,49% (n=540) daha önceden herhangi sebeple genel anestezi altında ameliyat olduğu gözlendi. Çalışmamızda genel obezite prevelansı %13,2 iken kadınlarda %16,1 (n=81), erkeklerde %10,2 (n=46) olarak tespit edildi. Çalışmaya dahil edilen olguların demografik özellikleri Tablo 1’de verilmiştir.

Hastaların anket sorularına verdiği cevaplar Tablo 2’de belirtilmiştir. Hastalar VKİ’lerine göre gruplara ayrılarak demografik özelliklerine göre değerlendirildi. Gruplar arasında cinsiyet (p=0,007), medeni durum (dul olan iki kişi bekar kategorisine dahil edildi) p<0,001, yaş (p=0,02), çocuk sayısı p<0,001, alkol (p=0,028) ve sigara (p=0,022) kullanımı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi (Tablo 3).

Daha önceden herhangi bir sebeple genel anestezi altında ameliyat olan (n=540) hastadan VKİ≥30 olan 83 hasta vardı. Bu hastalara “Ameliyat olunarak obezite tedavi edilebilir mi?” sorusu soruldu. Hastaların %61’i (n=51) istatistiksel olarak anlamlı oranda (p=0,037) obezitenin cerrahi olarak tedavi edilebilecek bir hastalık olduğunu düşünüyordu (Tablo 4).

Ailesinde obez birey olan 354 hastanın 62’sinin (%17,5) VKİ’nin 30 ve üzeri olan grupta olduğu görüldü. Ailesinde obez birey olmayan 602 hastadan 537’sinin (%89,2) VKİ’si 30’un altındaki grupta olduğu görüldü. Gruplar arasında ailesinde obezite olan hastalar ile VKİ’sinin >30 üzerinde olması arasında istatistiksel olarak anlamlı (p=0,003) bir bağ olduğu görüldü. Ayrıca grup 2 “Çok doğum yapan kadınlarda obezite daha sık görülür” sorusuna grup 1 göre istatistiksel olarak (p=0,026) anlamlı oranda evet cevabını verdi. Obez olan ve olmayan hastaların diğer anket sorularına verdikleri cevaplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi (Tablo 5).

Tartışma

Çalışmamız toplumumuzun obezite ile ilgili bilinç düzeyini değerlendirmek amacıyla ülkemizde yapılan ilk çalışmadır. Ülkemizde 2010-2014 yılları arasında Sağlık Bakanlığı tarafından “Obezite ile Mücadele ve Kontrol Programı” oluşturulmuş ve toplumda obezite farkındalığı oluşturma amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Bu program çerçevesinde sadece sağlık kuruluşları ile değil aynı zamanda örgün ve yaygın eğitim kurumları, medya ve sivil toplum örgütleri aracılığı ile de çalışmalar yürütülmüş, gıda sanayi ile iş birliği yapılmıştır. Çalışmamız aynı zamanda bu program neticesinde ülkemizde obezite farkındalığı konusunda gelmiş olduğumuz noktaya ışık tutmak açısından da ayrıca önemlidir.

Ülkemizde 1997-1998 yıllarında yapılan Türkiye Diyabet Epidemiyoloji (TURDEP-1) çalışmasında obezite prevelansı kadınlarda %30, erkeklerde %13 iken, bu çalışmadan 12 yıl sonra yapılan TURDEP-2 çalışmasında ise obezite sıklığı kadınlarda %44, erkeklerde %27 olarak bulunmuştur. Çalışmalar popülasyona göre standardize edildiğinde 1998 yılından 2010 yılına kadar geçen sürede obezite prevelansının %22,3’den %31,2’ye yükseldiği görülmüştür (11,12). Çalışmamızda genel obezite prevelansı %13,2 iken kadınlarda %16,1 (n=81), erkeklerde %10,2 (n=46) olarak tespit edilmiştir. Türkiye verisinin altında olan bu oran hasta sayımızın azlığı ile açıklanabilir.

Literatürde ileri yaş, evli olmak ve çocuk sayısının artması obezite için risk faktörü olarak gösterilmiştir, çalışmamızda da benzer sonuçlar elde edilmiştir (13-15). Yine yapılan çalışmalar ile uyumlu olarak, çalışmamızda ailesinde obez birey bulunanlarda obezitenin daha sık, sigara kullananlarda daha az olduğu görülmüştür. Bu durum ailelerin beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzları ve sigaranın iştahı baskılayıcı özelliği ile açıklanabilir (14,15). Alkol kullanımının obeziteye yol açtığı bilinse de çalışmamızda alkol kullananlarda literatürden farklı olarak obezite daha az görülmüştür (16). Evlilik, alkol tüketimi, genetik geçiş obezitenin etiyolojik nedenlerindendir (13-15). Anket sorularına verilen yanıtlar incelendiğinde bu konuda toplumun yeterince bilgi sahibi olmadığı görülmektedir. Obez bireylerin çocuklarında obezite gelişebileceği, obez bireyleri tedavi ederek daha sağlıklı nesillerin oluşturulabileceği gerçeğinin farkına varılmalı; aynı zamanda alkolün diğer zararlı etkilerinin yanında obezite ile ilişkisi konusunda da bilgilendirmeler yapılmalıdır.

Hastalarımız da obezitenin, cerrahi olarak tedavi edilebilirliğini sorguladığımızda, hastaların anlamı oranda bu soruya evet cevabı verdiği görülmüştür. Bu durum özellikle medyanın ve sağlık bakanlığının yürütmekte olduğu politikaların olumlu etkisiyle ilişkilendirilebilir. Dikkat çeken bir başka nokta ise daha önce herhangi bir nedenle cerrahi girişim geçiren obez bireylerin obezitenin cerrahi tedavisinin mümkün olduğunu düşünmesiydi. Bu durum geçmişte cerrahi ile başarılı sonuç olan hastaların cerrahiye olan inaçlarının bir göstergesi olarak yorumlanabilir.

Obezitenin DM, HT, hiperlipidemi, inme, kalp hastalığı ve ölüm riskini artırdığı ve cerrahi ile obezitenin başarılı bir şekilde tedavi edildiği meta-analizlerle de gösterilmiştir. Hastaların ameliyatla fazla kilolarının %61,2’sini verdiği bunun yanında, DM, hiperlipidemi, HT, obstrüktif uyku apnesi gibi ek hastalıklarda da iyileşme sağladığı gösterilmiştir (17-19). Anket sorularına aldığımız cevaplarda bu yandaş hastalıklar hakkında ankete katılanların çoğunluğu obezitenin bu ek hastalıklara sebep olduğunun farkında olsa da halen azımsanmayacak kadar fazla oranda birey bu durumun farkında değildir. Obezite hakkında toplumda daha fazla bilgilendirmeler yapılarak neden olabileceği bu hastalıkların önüne geçilebileceği kanaatindeyiz. Obeziteyi tek başına bir hastalık olarak değil, hastalıkların hepsi ile beraber bir bütün olarak bilgilendirmek gerekmektedir. 

Hastalara “obezite kısırlık yapar mı?” sorusunu yönelttiğimizde, evet ve hayır cevabı arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Oysaki obezite, kadın üreme sağlığını olumsuz etkilemektedir. Vücuttaki aşırı yağlanma, menstrual anomalilere, infertiliteye, abortuslara ve yardımcı üreme tekniklerinde bazı zorluklara neden olmaktadır (20,21). Bu eksikliği gidermek amacıyla hekimlerin multidisipliner olarak popülasyona daha fazla bilgilendirme yapması gerektiği kanısındayız. Birinci basamak sağlık hizmetlerinden başlayarak her kademede hastaları obezite ve komorbiditeleri açısından bilgilendirme yapılması gerekmektedir.

Obez bireyler ile normal ağırlığa sahip olan hastalar değerlendirildiğinde birçok soruya verilen cevaplarda istatistiksel olarak fark olmadığı görüldü. Obezitenin farkındalığı ve sebep olduğu hastalıklar toplumun çoğunluğunca (>50’den fazla) bilinse de halen yeterli değildir. Özellikle obez olan hastaların kendi durumları hakkında obez olmayan bireylerden fazla bilgiye sahip olmaması irdelenmesi gereken bir konudur. Bir DM hastası hastalığı hakkında DM olmayan bir bireyden çok daha bilgiye sahiptir (22). Bu obezite açısından böyle olmaması belki de sorunların başında gelmektedir. %57-60 oranında birey obeziteye bir hastalık olarak bakarken, %40’ın hastalık olarak bakmaması toplumda obeziteye gereken önemi verilmediğini göstermektedir. Obez bireyler kendilerini hasta olarak görmediklerinden bu durumu önemsememekte ve hastalığı araştırma gereği görmemektedir.

Bizim sonuçlarımızın hem dünya hem de ülkemizde yapılan çalışmalarla farklı olması, çalışmamızın polikliniğe başvuran hastaları içermesi nedeniyle homojen bir grupta yapılmamış olması ve örneklem sayısının genel popülasyonu yansıtmada yetersiz kalması ile açıklanabilir.

Çalışmanın Kısıtlılıkları

Çalışma anketinin validitasyonunun olmaması bir limitasyon olarak kabul edilebilir. Çalışmamız birincil amacı prevelans çalışması olmaktan öte toplumumuzda ki obezite bilinç düzeyini ortaya koymak amaçlıdır ve konuda yapılan tek çalışmadır.

Sonuç

Obezite konusunda toplum temelli iyi planlanmış, geniş çaplı multidisipliner bilgilendirme sağlayacak eğitim ve iletişim kampanyaları düzenlenebilir. Bu konuda profesyonel sağlık personeli (ebe, hemşire, doktor vb.) tarafından yapılacak etkin danışmanlık ve eğitim ile obezite prevelansı düşürülerek uzun vadede halk sağlığına katkıda bulunulabilir.

Etik

Etik Kurul Onayı: Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu tarafından 21.01.2019 tarih ve 2019-02-10 karar numarası ile onay alınmıştır.

Hasta Onayı: Bilgilendirilmiş onam formu ile tüm hastalardan alınmıştır.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulunun dışından olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.

Yazarlık Katkıları

Cerrahi ve Medikal Uygulama: S.Y., S.F., H.A., Konsept: S.Y., H.A., Dizayn: S.Y., M.K., Veri Toplama veya İşleme: S.F., H.A., Analiz veya Yorumlama: S.Y., S.F., H.A., Literatür Arama: S.Y., M.K., Yazan: S.Y., S.F., H.A.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.

References

1
Ljungvall Å, Zimmerman FJ. Bigger bodies: long-term trends and disparities in obesity and body-mass index among US adults, 1960-2008. Social science & medicine. 2012;75:109-119.
2
Douketis JD, Macie C, Thabane L, et al. Systematic review of long-term weight loss studies in obese adults: clinical significance and applicability to clinical practice Int J Obes (Lond). 2005;29:1153.
3
Jensen MD, Ryan DH, Apovian CM, et al. AHA/ACC/TOS guideline for the management of overweight and obesity in adults: a report of the American College of Cardiology/American Heart Association Task Force on Practice Guidelines and The Obesity Society. Circulation. 2014;129:S102-S138.
4
World Health Organization. Obesity preventing and managing the global epidemic. Report of a WHO consultation. Geneva, WHO technical report series 894, 2000.
5
Flegal KM, Kit BK, Orpana H, et al. Association of all-cause mortality with overweight and obesity using standard body mass index categories: a systematic review and meta-analysis. JAMA. 2013;309:71-82.
6
Tokunaga K, Matsuzawa Y, Kotani K, et al. Ideal body weight estimated from the body mass index with the lowest morbidity. International Journal of Obesity. 1991;15:1-5.
7
Yalçın BM, Şahin EM, Yalçın E. Prevalance and epidermiologıcal risk factors of obesity ın turkey, middle east journal of family madicine 2004;6. http://mejfm.com/journal/Jul2004/Risk%20Factors%20of%20Obesity.pdf
8
Yumuk VD. Prevalence of obesity in Turkey. Obesity reviews. 2005;6:9-10.
9
Tsigos C, Hainer V, Basdevant A, et al. Management of obesity in adults: European clinical practice guidelines. Obesity facts. 2008;1:106-116.
10
Buchwald H, Avidor Y, Braunwald E, et al. Bariatric surgery: a systematic review and meta-analysis. JAMA. 2004;292:1724-1737.
11
Satman I, Yilmaz T, Sengül A, et al. Population-based study of diabetes and risk characteristics in Turkey: results of the turkish diabetes epidemiology study (TURDEP). Diabetes Care. 2002;25:1551-1556.
12
Satman I, Omer B, Tutuncu Y, et al. Twelve-year trends in the prevalence and risk factors of diabetes and prediabetes in Turkish adults. Eur j Epidemiol. 2013;28:169-180.
13
Ghaderian SB, Yazdanpanah L, Shahbazıan H, et al. Prevalence And Correlated Factors Of Obesity, Overweight And Central Obesity İn Southwest Of Iran. Iranian Journal Of Public Health. 2019;48:1354-1361.
14
Jacobs, Molly. “Adolescent smoking: The relationship between cigarette consumption and BMI.” Addictive behaviors reports 2019;9:100153.
15
Brownell KD, Walsh TB, eds. Eating disorders and obesity: A comprehensive handbook. Guilford Publications, The Guilford Press; Third edition; 2017.
16
Traversy G, Chaput JP. “Alcohol consumption and obesity: an update.” Current obesity reports. 2015;4:122-130.
17
Buchwald H, Avidor Y, Braunwald E, et al. Bariatric surgery: a systematic review and meta-analysis. JAMA. 2004;292:1724-1737.
18
Sjöström L, Narbro K, Sjöström CD, et al. Effects of bariatric surgery on mortality in Swedish obese subjects. New England journal of medicine. 2007;357:741-752.
19
Taft C, Ryden A, Sjostrom L, et al. Ten-year trends in health-related quality of life after surgical and conventionaltreatment for severe obesity: the SOS intervention study. Int J Obes. 2007;31:1248-1261.
20
Glenn T, Harris AL, Lindheim SR. Impact of obesity on male and female reproductive outcomes. Curr Opin Obstet Gynecol. 2019;31:201-206.
21
Kulie T, Slattengren A, Redmer J, et al. Obesity and women’s health: an evidence-based review. The Journal of the American Board of Family Medicine. 2011;24:75-85.
22
Moodley LM, Rambiritch V. An assessment of the level of knowledge about diabetes mellitus among diabetic patients in a primary healthcare setting. South African Family Practice. 2007;49:16-16d.
2024 ©️ Galenos Publishing House