Acil Serviste Ayak ve Ayak Bileği Travmalarının Klinik Özelliklerinin ve Maliyetinin Değerlendirilmesi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
P: 433-440
Eylül 2022

Acil Serviste Ayak ve Ayak Bileği Travmalarının Klinik Özelliklerinin ve Maliyetinin Değerlendirilmesi

J Ankara Univ Fac Med 2022;75(3):433-440
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 19.01.2022
Kabul Tarihi: 06.07.2022
Yayın Tarihi: 18.10.2022
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Ayak ve ayak bileği yaralanmaları travma hastalarında en sık görülen yaralanmalar arasındadır. Bu çalışmanın amacı, acil servise ayak ve ayak bileği yaralanması nedeniyle başvuran hastaların klinik özelliklerini ve bu hastalardaki sağlık bakım giderlerini incelemektir.

Gereç ve Yöntem:

Bir üniversite hastanesi acil servisine ayak ve ayak bileği travması nedeniyle başvuran, 18 yaş ve üzeri erişkin hastalar geriye dönük olarak incelendi. Hastaların yaşı, cinsiyeti, travma mekanizması, kemik kırığı varlığı, kırık bölgesi, kırık tipi, uygulanan tedavi yöntemi ve hastane içi maliyeti incelendi. Değişkenlerin gruplar arasında karşılaştırmaları ki-kare testi, Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney testleri ile yapıldı. İstatistiksel olarak p<0,05 değeri anlamlı kabul edildi.

Bulgular:

Çalışmada 523 hastanın verileri incelendi ve hastaların %55,4’ü (n=290) erkekti. Hastalarda en sık görülen travma mekanizması düşme (%68,8) olarak saptandı. Hastaların %16,1’inde kemik kırığı olduğu ve en sık kırık bölgesinin falankslar (%36,9) olduğu görüldü. Hasta başına düşen ortalama maliyet 123,22±505,114 Türk Lirası (TL) idi ve en yüksek maliyetin cerrahi tedavi uygulanan hastalarda (2172,11±1767,376 TL) olduğu saptandı.

Sonuç:

Bu çalışmada hasta başına ortalama maliyetin 123,22 TL olduğu ve dolaylı mali etkilenmeler de dikkate alındığında ayak ve ayak bileği travmalarına bağlı sağlık bakım giderlerinin ekonomik açıdan önemli bir yük oluşturduğu söylenebilir. Ayak ve ayak bileği travmasına bağlı sağlık bakım giderlerinin azaltılması için düşme ve diğer yaralanma mekanizmalarına karşı koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir.

Giriş

Travma, tüm yaş gruplarındaki insanları etkilemesinin yanı sıra özellikle tedavi maliyetlerinin yüksek olması ve emek kaybına yol açması nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunudur. Alt ekstremite yaralanmaları travma hastalarında en sık görülen yaralanmalar arasındadır (1). Ayak ve ayak bileği yaralanmaları, travma ile ilişkili sık görülen durumlardır ve acil servis başvurularının %7-20’sini oluşturmaktadır (2,3). Ayak ve ayak bileği travması olan hastalarda maliyetin ana belirleyicilerinden biri hastane içi bakımdır. Ayak ve ayak bileği yaralanması olan hastalarda en yüksek hastaneye yatış oranı, hastaların yaklaşık üçte birinin hastaneye yatırıldığı ayak bileğinde kemik kırığı olan hasta grubunda tespit edilmiştir (4). Ayak bileği lateral ligament yaralanması olan hastalarda kısa bacak yarım alçı ve erken mobilizasyondan oluşan konservatif tedavi başarılı ve ucuz bir tedavi seçeneğidir (5).

Ayak ve ayak bileği yaralanması nedeniyle acil servise başvuran hastaların epidemiyolojik özelliklerinin ortaya konması ve bu hastaların ekonomik yükünün tespit edilmesi, yaralanma önleme programlarının ve sağlık hizmeti sunumu ile ilgili politikaların yapılmasında yol gösterici olacaktır. Ayak ve ayak bileği yaralanmaları üzerine yapılan epidemiyolojik çalışmaların çoğu belirli bir yaralanma türü, anatomik bölge veya yaş grubu gibi farklı alt gruplara odaklanmıştır (6-8). Bu çalışmanın amacı acil servisine başvuran, ayak ve ayak bileği yaralanması olan hastaların epidemiyolojik özelliklerini değerlendirmek ve bu hastalardaki sağlık bakım giderlerini analiz etmektir.

Gereç ve Yöntem

Retrospektif olarak planlanan çalışma için veriler, acil servise yıllık yaklaşık 50.000 hasta başvurusunun olduğu bir üniversite hastanesinde, 01.01.2016-31.12.2017 tarihleri arasında, ayak ve ayak bileği travması nedeniyle acil servise başvuran, 18 yaş ve üzeri erişkin hastalardan elde edildi. Çalışma verilerine Hastane Belge Yönetim Sisteminin, Uluslararası Hastalık Sınıflandırması-10 (ICD-10) göre ayak ve ayak bileği yaralanmaları ile ilgili tanı kodlarının taranması sonucunda ulaşıldı (Tablo 1).

Politravması olan hastalar, çalışma verileri eksik olan hastalar, ICD-10 tanısı yanlış olan hastalar (ayak ve ayak bileği travması dışında tanı konan) ve mükerrer kaydı olan hastalar çalışmadan çıkarıldı. Hastaların; yaşı, cinsiyeti, başvuru mevsimi, başvuru saati, travma mekanizması, kemik kırığı varlığı, kırık bölgesi, kırık tipi, acil serviste çekilen radyografik film sayısı, bilgisayarlı tomografi kullanılıp kullanılmadığı, konsültasyon istenme durumu, uygulanan tedavi yöntemi ve hastane içi maliyeti incelendi. Kırık bölgeleri; ayak bileği malleolar, tarsal kemikler, metatarsal kemikler ve falangeal kemikler olarak sınıflandırıldı. Her hasta için maliyet; ayaktan tedavi edilen hastalar için acil servisteki fatura tutarları, yatarak tedavi edilen hastalar için acil servis ve yatış yapılan klinikteki fatura tutarlarının toplamı olarak hesaplandı.

İstatistiksel Analiz

Çalışmadan elde edilen verilerin tanımlayıcı istatistikleri; normal dağılıma uyuyorsa ortalama ve standart sapma, normal dağılıma uymuyorsa sıklık ve yüzde ile ifade edilmiştir. İstatistiksel analizler Statistical Package for the Social Sciences (SPSS version 11.5) programı kullanılarak yapıldı. Kategorik değişkenlerin gruplar arasında karşılaştırılmalar; parametrik test varsayımları karşılandığında ki-kare testi, parametrik test varsayımları karşılanmadığında Kruskall-Wallis ve Mann-Whitney testleri ile yapıldı. Değişkenler arasındaki ilişki Spearman’ın Sıralama Korelasyon Katsayısı ile değerlendirildi. İstatistiksel olarak p<0,05 anlamlı kabul edildi.

Çalışma öncesinde İnsan Araştırmaları Etik Kurulu onayı alınmıştır (tarih: 10.12.2021 karar no: İ10-662-21).

Bulgular

Hastane Belge Yönetim Sisteminin ICD-10’a göre ayak ve ayak bileği yaralanması ile ilgili tanı kodların taranması sonucunda çalışma tarihleri arasında acil servise başvuran 835 hastanın bilgilerine ulaşıldı. Dışlama kriterlerinin saptandığı 312 hasta çalışmaya alınmadı ve son değerlendirmede 523 hastanın verileri incelendi (Şekil 1).

Çalışmaya alınan hastaların %55,4’ü erkek (n=290), %44,6’sı kadındı (n=233) ve hastaların yaş ortalamasının 33,82±15,329 yıl olduğu saptandı. Hastaların demografik ve tanımlayıcı verileri Tablo 2’de verilmiştir. Hasta başvurularının mevsimlere göre dağılımı incelendiğinde en fazla başvurunun ilkbahar aylarında (%30,6), en az başvurunun kış aylarında (%16,1) olduğu saptandı. Hastaların acil servise başvuru saatleri incelendiğinde en sık başvurunun 16:00-00:00 (%52,9) saatleri arasında olduğu, en az başvurunun 00:00-08:00 (%12,1) saatleri arasında olduğu saptandı.

Ayak ve ayak bileği yaralanmasına neden olan travma mekanizmaları incelendiğinde en sık nedenin düşmeler (%68,8) olduğu, daha sonra kazalar (trafik, iş, ev kazaları) (%21,8) ve spor yaralanmalarının (%9,4) olduğu saptandı. Yaralanma bölgeleri incelendiğinde en sık etkilenen bölgenin izole ayak bölgesi (%52) olduğu, izole ayak bileği (%28,3) ve ayak-ayak bileğinin birlikte etkilendiği (%19,7) yaralanmaların daha az görüldüğü saptandı.

Hastaların %16,1’inde (n=84) kemik kırığı saptandı. Kemik kırıklarının en sık saptandığı bölgenin, falanks bölgesi (n=31, %36,9) olduğu görüldü. Kemik kırığı saptanan hastaların %26,1’inde (n=22) metatarsal kemiklerde, %25’inde (n=21) ayak bileği malleolar bölgede, %11,9’unda (n=10) tarsal kemiklerde kırık olduğu görüldü. En sık görülen kemik patolojisinin 5. metatars kırığı (n=15, %17,8) olduğu saptandı. Hastalarda saptanan kırıkların tipleri ve bölgelerinin sıklığı Şekil 2’de verilmiştir.

Düşme nedeniyle başvuran hastaların %15’inde, kazalar nedeniyle başvuran hastaların %15,8’inde ve spor yaralanması nedeniyle başvuran hastaların %24,5’inde kırık saptandı ancak travma kategorisi ile kırık varlığı arasında anlamlı fark olmadığı saptandı (p=0,236). Kırık bölgeleri incelendiğinde kırıkların
%64,3’ünün düşmeye, %21,4’ünü kazalara ve %14,3’ünün spor yaralanmalarına bağlı olduğu saptandı. Travma kategorisi ile kırık bölgeleri arasında anlamlı fark olduğu (p=0,001), kazalarda saptanan kırıkların %72,2’sinin falankslar bölgesinde, spor yaralanmalarında saptanan kırıkların %58,3’ünün malleolar bölgede olduğu saptandı. Travma mekanizmaları ve kırıkların saptandığı bölgeler grafikte gösterilmiştir (Şekil 3).

Hastaların acil serviste çekilen grafi sayıları incelendiğinde hasta başına ortalama 3,21±1,281 [minimum (min.): 0, maksimum (maks.): 7] adet grafi çekildiği saptandı. Hastaların %5,4’üne bilgisayarlı tomografi çekildiği ve %23,9’üne (n=125) ortopedi konsültasyonu istendiği saptandı.

Hastalara uygulanan tedavi yöntemleri incelendiğinde en sık uygulanan tedavi yöntemlerinin; non-steroid anti-enflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) reçete edilmesi (%43,6) ve elastik bandaj uygulaması (%32,1) olduğu görüldü. Hastaların %3,4’ünde cerrahi tedavi uygulandığı saptandı.

Ayak ve ayak bileği travması hastalarının ortalama maliyetleri incelendiğinde hasta başına düşen ortalama maliyetin 123,22±505,114 (medyan= 32,07 min.: 15,5 maks.: 5797,68) Türk Lirası (TL) olduğu saptandı. Çalışmada incelenen değişkenlerin maliyet üzerine etkileri Tablo 3’te verilmiştir. Yaş ve maliyet arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p=0,253). Erkeklerde hasta başına düşen ortalama maliyetin 131,01 TL olduğu, kadınlarda ise 111,04 TL olduğu, ancak cinsiyet açısından maliyette istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı saptandı (p=0,108).

Hastaların acil servise başvuru saatleri açısından maliyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,607). Hastaların acil servise başvurduğu mevsimler açısından maliyetler arasında anlamlı fark saptanmadı (p=0,414).

Travma kategorisi açısından maliyetler incelendiğinde düşme, kazalar ve spor yaralanmaları arasında anlamlı fark olduğu (p=0,002), maliyetin en yüksek saptandığı grubun spor yaralanmaları olduğu ve ikili karşılaştırmalar yapıldığında asıl farkın düşme ve spor yaralanmaları arasında olduğu saptandı (p=0,002). Kırık saptanan hastalarda kırık bölgesi açısından maliyetler arasında anlamlı düzeyde fark olduğu saptandı (p<0,001). Maliyetin en yüksek saptandığı kırık bölgesinin malleolar bölge olduğu, en düşük saptandığı bölgenin falankslar olduğu saptandı. İkili karşılaştırmalar yapıldığında farkın kaynağının daha düşük maliyete sahip olan falankslar bölgesi olduğu, malleolar ve tarsal bölge kırıkları arasında fark olmadığı saptandı (p=1).

Hastalara uygulanan tedavi tipleri arasında maliyet açısından anlamlı düzeyde fark olduğu saptandı (p<0,001). En yüksek maliyetin cerrahi tedavi uygulanan grupta (2172,11±1767,376) olduğu saptandı. İkili karşılaştırmalar yapıldığında elastik bandaj uygulanması ile NSAİİ (p=1), elastik bandaj uygulanması ile pansuman (p=1), NSAİİ ile pansuman (p=1) arasında maliyet açısından anlamlı fark olmadığı, farkın asıl kaynağının daha düşük maliyetlere sahip elastik bandaj, NSAİİ, pansuman grupları ile daha yüksek maliyetlere sahip cerrahi tedavi, atel/alçı uygulaması, satürasyon grupları arasında olduğu saptandı.

Hastalara çekilen grafi sayısı ile maliyetler arasında anlamlı derecede fark olduğu ve hastalara çekilen grafi sayısı ile maliyet arasında orta düzeyde bir korelasyonun olduğu saptandı (Spearmans’s rho; p<0,001 ve r=0,457). Hastalarda çekilen grafi sayısı ile; yaş (p=0,367), cinsiyet (p=0,228), başvuru saati (p=0,778) ve başvuru mevsimi (p=0,380) açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Çekilen grafi sayısının, kırık saptanan hastalarda (3,65±1,33), kırık saptanmayan hastalara (3,13±1,255) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı (p=0,001). Çekilen grafi sayısının, konsültasyon istenen hastalarda (3,58±1,213), konsültasyon istenmeyen hastalara (3,1±1,282) göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı (p=0,001). Malleolar, tarsal veya metatarsal bölgelerde kırık saptanan hastalarda çekilen grafi sayısının kırık saptanmayan ve falanks bölgesinde kırık saptanan hastalara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır (p<0,001). Uygulanan tedavi türüne göre çekilen grafi sayıları ikili gruplar şeklinde karşılaştırıldığında; süturasyon, NSAİİ veya pansuman uygulanan hastalarda çekilen grafi sayısının elastik bandaj, atel/alçı veya cerrahi tedavi uygulanan hastalara göre daha düşük olduğu saptanmıştır (p<0,001).

Tartışma

Çalışmamızda ayak ve ayak bileği travmasına neden olan en sık mekanizmanın düşmeler olduğu, hastaların %16,1’inde kemik kırığı olduğu ve en sık kemik kırığının falankslar bölgesinde (%36,9) olduğu saptanmıştır. Ayak ve ayak bileği travması nedeniyle acil servise başvuran hastaların ortalama maliyetinin 123,22 TL olduğu ve en yüksek maliyetin cerrahi tedavi uygulanan hastalarda (2172,11±1767,376) olduğu saptanmıştır.

Ayak ve ayak bileği travmaları, acil servislerde en yaygın görülen kas-iskelet sistemi yaralanmalarıdır ve önemli sosyo-ekonomik etkileri vardır (9). Literatüre bakıldığı zaman ayak ve ayak bileği travmaları ile ilgili çalışmaların daha çok spor dallarıyla ilişkili yaralanmalar olarak (atlet, futbolcu ve buz hokeyi oyuncuları vb.) ve ayak ya da ayak bileği burkulma veya kemik kırıkları gibi alt gruplar üzerinde yapıldığı görülmektedir (10-13). Bizim çalışmamızda belirli bir travma mekanizması veya belirli bir yaralanma tipine sahip hastalardan ziyade acil servise ayak ve ayak bileği travması nedeniyle başvuran tüm hastaların dahil edilmesi nedeniyle ayak ve ayak bileği travması olan hastaların klinik özellikleri ve sağlık bakım giderleri konusunda daha genel sonuçlar elde edilmiştir.

Ülkemizde daha önce yapılan bir çalışmada ayak ve ayak bileği travması olan hastaların yaş ortalamasının 37,2 yıl olduğu ve hastaların %51,1’nin kadın olduğu saptanmıştır (14). Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yapılan retrospektif bir çalışmada ise ayak ve ayak bileği kırığı veya çıkığı olan 280.933 hastanın yaş ortalamasının 43,8 yıl olduğu ve hastaların %42,6’sının kadın olduğu saptanmıştır (11). Doherty ve ark. (15) yaptığı meta analizde ise ayak bileği burkulmasının kadınlarda daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bizim çalışmamızda ise ayak ve ayak bileği travmasının erkeklerde daha fazla olduğu ve yaş ortalamasının ise mevcut çalışmalara göre daha düşük olduğu görüldü. Literatürdeki bu farklılığın çalışmaların yapıldığı bölgelerdeki nüfus içerisindeki yaş ve cinsiyet oranıyla ilişkili olduğunu düşünmekteyiz.

Ayak ve ayak bileği travma mekanizmasına bakıldığında çalışmamızda en sık nedenin düşme olduğu görüldü. Waterman ve ark. (16) yaptığı çalışmada hastaların yaklaşık yarısında atletik aktivite sırasında yaralanmanın meydana geldiği saptanmıştır. Hølmer ve ark. (17) yaptığı çalışmada da hastaların yaklaşık yarısında spor aktivite sırasında yaralanmanın olduğu saptanmıştır. Çalışmamızda literatürden farklı olarak spor aktivite esnasında görülen yaralanmaların az görülmesinin nedeni; hastanemizin konum olarak spor komplekslerinden uzak oluşu ve başta profesyonel sporcular olmak üzere sporcuların travma sonrası daha çok spor hekimine başvurmasıyla ilgili olabilir.

Çalışmamızda hastaların yaklaşık yarısının acil servise akşam saatlerinde başvurduğu saptanmıştır. Hølmer ve ark. (17) yaptığı çalışmada da travma etiyolojisindeki farklılığa rağmen çalışmamıza benzer şekilde travmaların en sık öğleden sonra veya akşam saatlerinde olduğu görülmüştür. Bu durum; belirtilen saat diliminin sosyal yaşamın en aktif zamanı olması ve hastaların o saatlerde acil servis dışında ortopedi veya spor hekimliği poliklinik hizmeti alamamasıyla ilişkili olabilir.

Kemik kırıkları, ayak ve ayak bileği travması olan hastalarda hem hasta sağlığı hem de maliyet açısından en istenmeyen durumlar arasındadır. Travma sonrası kemik yapılarda görülen kırık oranları çalışmalar arasında farklılık göstermektedir. Beckenkamp ve ark. (18) yapmış olduğu meta-analiz sonucunda ayak bileği ve ayak kırığı prevelansı %0 ila %35 arasında değişirken, ortalama %16,3 olduğu saptanmıştır. Bizim çalışmamızda da literatürle uyumlu olarak kırık prevelansı %16,1 olarak bulunmuştur (18).

Ayak ve ayak bileği travması sonrası görülen kırıklar, travmanın türü, yönü ve şiddetiyle ilişkili olarak farklı bölgelerde görülebilir. Stiell ve ark. (19) yapmış olduğu çalışmada travma mekanizmasının sıklıkla (%83,9) burkulma olduğu ve en sık malleolar bölgede kırık görüldüğü saptanmıştır. Ekinci ve ark. (14) yaptığı çalışmada da en sık malleolar bölgede kırık saptanmış ve kırık saptanan hastaların travma etiyolojisinin %85’inin burkulma olduğu görülmüştür. Bizim çalışmamızda ise %36,9 ile en sık falanks bölgesinde kırık olduğu görüldü. Çalışmamızda diğer çalışmalardan farklı olarak falanks bölgesinde daha fazla kırık olmasının, hasta grubunda en sık travma mekanizmasının düşme olmasıyla ilişkili olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca çalışmamızda travma kategorisi ile kırık bölgeleri arasında anlamlı fark olduğu saptanmıştır.

Travma hastalarında kemik yapılardaki kırıkları saptamak için kullanılan en kolay, ulaşılabilir ve ucuz yöntem direk radyografik incelemedir. Stiell ve ark. (19) yapmış olduğu çalışmada hasta başına ortalama radyografik inceleme sayısı 1,2 adet olarak saptanmıştır. Çalışmamızda ise hasta başına ortalama 3,21 adet radyografik çekim yapıldığı görülmüştür. Çalışmamızda hasta başına ortalama radyografik inceleme sayısının daha fazla olmasının acil servisteki yoğunluk nedeniyle hekimlerin ayrıntılı fizik muayene yapamaması ve artan malpraktis davaları nedeniyle kendilerini güvene alma içgüdüsüyle gereğinden fazla tetkik istemesiyle ilişkili olduğu düşünmekteyiz. Çalışmamızda hastalara daha fazla radyografi çekilmesinin bir nedeni olarak, ayak ve ayak bileği travması nedeniyle hastanemiz acil servisine başvuran hastaların değerlendirilmesinde, radyografik görüntülemenin aşırı kullanımını azaltmak için güvenilir bir yöntem olarak kabul edilen Ottawa Ayak Bileği ve Ayak Kuralları (%95 ile %100 arasında duyarlılık) gibi klinik karar destek sistemlerinin rutin olarak kullanılmamasıyla ilişkili olduğunu düşünmekteyiz (18).

Ayak ve ayak bileği travmaları, travmanın şiddetine ve türüne bağlı olarak hem doğrudan hem de dolaylı olarak mali sonuçlara yol açmaktadır (4,20). Doğrudan mali etkisi sağlık sistemi üzerinde hem tanısal görüntüleme hem de tıbbı ve fizyoterapi tedavi harcamaları kapsamaktadır. Dolaylı mali etkisi ise travmaya bağlı olarak hastaların iş gücü kaybı yaşaması ve kendi çalıştıkları kurum ya da kuruluşlarda üretkenlik kaybına neden olmasıdır (21). Noback ve ark. (22) yaptığı çalışmada toplam maliyetin %58,7’sini doğrudan mali etkilenmenin ve %41,3’ünü ise dolaylı mali etkilenmenin oluşturduğu saptanmıştır.

Literatürdeki maliyet üzerine yapılmış çalışmalara baktığımız zaman De Boer ve ark. (4) yapmış olduğu çalışma sonucunda ayak ve ayak bileği yaralanmalarının hasta başına maliyeti 2010 yılında 1,49 Euro (€) olarak bulunmuş ve kemik kırıklarının en pahalı yaralanma türü olduğu saptanmıştır (ayak kemiği kırık maliyeti: 1,06 €, ayak bileği kemik kırık maliyeti: 3,46 €). Hartholt ve ark. (23) 2011 yılında 65 yaş ve üstü hastalarda yapmış olduğu çalışma sonucunda; ayak kemiği kırıklarının hasta başına maliyeti 2,9 €, ayak bileği kemik kırıklarının maliyetinin ise 11,1 € olduğu görülmüştür. Bizim çalışmamızda ise hasta başına düşen ortalama maliyetin 123,22 TL olduğu ve yaş ile maliyet arasında anlamlı ilişkinin olmadığı saptandı. İlerleyen yaşla birlikte kemik kırılganlığındaki artışla ilişkili olarak travma sonrası kırık görülme sıklığı artmakta ve bu durum tedavi maliyetini artırmaktadır. Bizim çalışmamızda yaş ile maliyet arasında anlamlı ilişkinin olmaması örneklem büyüklüğünün küçük olmasıyla ilişkili olabilir.

Travma sonrası hastalara uygulanan tedavi yöntemine bağlı olarak maliyet değişkenlik göstermektedir. Çalışmamızda hastalara uygulanan tedavi tipleri arasında maliyet açısından anlamlı fark olduğu ve en yüksek maliyetin cerrahi tedavide olduğu görüldü. Noback ve ark. (22) yaptığı çalışmada da hasta başına maliyetin ameliyatla tedavi edilen hastalar (35,4 ABD Doları) ve ameliyatsız tedavi edilen hastalar (14,8 ABD Doları) arasında anlamlı olarak fark olduğu bulundu.

Çalışmamızda travma sonrası tedavi maliyetinin ayak bileği travması olan hastalarda daha yüksek olduğu ve farkın istatistiksel açıdan anlamlı olduğu görülmüştür. Cumps ve ark. (24) sporcular üzerinde yapmış olduğu çalışma sonucunda ayak bileği travmalarının hasta başına toplam tıbbi maliyetin 197 €, ayak travmalarının ise 52 € olduğu görülmüştür. De Boer ve ark. (4) çalışmasında da benzer şekilde hasta başına maliyetin ayak bileği travmalarında daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayak bileği travma sonrası maliyetin daha yüksek olmasını tedavi süresinin uzun sürmesine bağlı olarak dolaylı maliyet artışı ve tedavide ameliyat gibi yüksek maliyetli tedavi seçeneklerinin daha fazla uygulanması ile ilgili olduğunu düşünmekteyiz.

Çalışmanın Kısıtlılıkları

Çalışmamızın kısıtlamalarına arasında; çalışmanın retrospektif dizayn edilmesi nedeniyle veri kayıplarına bağlı çalışmadan dışlanan hasta sayısının fazla olması, tek merkezde yapılan bir çalışma olması nedeniyle hasta popülasyonunun tüm toplumu yansıtamayacağı, pediatrik hasta grubunun çalışmaya dahil edilmemiş olması, çalışmaya dahil edilen hasta sayısının maliyet analizi açısından görece az olması ve sağlık bakım giderlerinin incelenmesinde sadece doğrudan maliyetin gösteren tanı/tedavi giderlerinin kullanılması ancak dolaylı hasta maliyeti ve uzun dönem mali etkilerin incelenmemiş olması yer almaktadır.

Sonuç

Bu çalışmada hasta başı ortalama hastane içi sağlık bakım giderinin 123,22 TL olduğu görüldü. İşgücü kaybı ve fonksiyonel kayıplar gibi dolaylı mali etkilenmeler de dikkate alındığında ayak ve ayak bileği travmalarına bağlı sağlık bakım giderlerin ekonomik açıdan önemli bir yük oluşturduğu söylenebilir. Ayak ve ayak bileği travmalarında hastane içi sağlık bakım giderlerinin ana belirleyicisinin hastada kemik kırıklarının varlığı olduğu, en yüksek maliyetin spor yaralanmaları nedeniyle başvuran hastalarda görülmüştür. Ayak ve ayak bileği yaralanmalarında en yaygın travma mekanizmasının düşme olduğu saptanmıştır. Ayak ve ayak bileği travmasına bağlı sağlık bakım giderlerinin azaltılması için düşme ve spor yaralanmalarına karşı önlemlerin alınması gerektiğini düşünmekteyiz.

Etik

Etik Kurul Onayı: Çalışma için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnsan Araştırmaları Etik Kurulu onayı alınmıştır (tarih: 10.12.2021 karar no: i10-662-21).

Hasta Onamı: Retrospektif çalışma.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.

Yazarlık Katkıları

Konsept: O.P., A.B.O., Dizayn: O.P., S.G., A.B.O., A.K., Veri Toplama veya İşleme: S.G., Y.Ç., M.Ş., Analiz ve Yorumlama: S.G., Y.Ç., M.G.E., Literatür Arama: S.G., Y.Ş., M.Ş., A.K., Yazan: S.G., Y.Ç.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.

References

1
Probst C, Richter M, Lefering R, et al. Incidence and significance of injuries to the foot and ankle in polytrauma patients--an analysis of the Trauma Registry of DGU. Injury. 2010;41:210-215.
2
Court-Brown CM, Caesar B. Epidemiology of adult fractures: A review. Injury. 2006;37:691-697.
3
Banerjee M, Bouillon B, Shafizadeh S, et al. Epidemiology of extremity injuries in multiple trauma patients. Injury. 2013;44:1015-1021.
4
De Boer AS, Schepers T, Panneman MJ, et al. Health care consumption and costs due to foot and ankle injuries in the Netherlands, 1986-2010. BMC Musculoskelet Disord. 2014;15:128.
5
Polat O, Güler İ, Tek İ, Öğüt H, Yıldız A. Ayak Bileği Lateral Ligament Yaralanmaları Tedavisi Ve Klinik Deneyimlerimiz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası. 2002;55:205-210.
6
Fernandez WG, Yard EE, Comstock RD. Epidemiology of lower extremity injuries among U.S. high school athletes. Acad Emerg Med. 2007;14:641-645.
7
DeFroda SF, Gil JA, Owens BD. Epidemiology of lower extremity injuries presenting to the emergency room in the United States: Snow skiing vs. snowboarding. Injury. 2016;47:2283-2287.
8
Lambers K, Ootes D, Ring D. Incidence of patients with lower extremity injuries presenting to US emergency departments by anatomic region, disease category, and age. Clin Orthop Relat Res. 2012;470:284-290.
9
Strudwick K, McPhee M, Bell A, et al. Review article: Best practice management of common ankle and foot injuries in the emergency department (part 2 of the musculoskeletal injuries rapid review series). Emerg Med Australas. 2018;30:152-180.
10
Crowley SG, Trofa DP, Vosseller JT, et al. Epidemiology of Foot and Ankle Injuries in National Collegiate Athletic Association Men’s and Women’s Ice Hockey. Orthop J Sports Med. 2019;7:2325967119865908.
11
Shibuya N, Davis ML, Jupiter DC. Epidemiology of foot and ankle fractures in the United States: an analysis of the National Trauma Data Bank (2007 to 2011). J Foot Ankle Surg. 2014;53:606-608.
12
Hunt KJ, Hurwit D, Robell K, et al. Incidence and Epidemiology of Foot and Ankle Injuries in Elite Collegiate Athletes. Am J Sports Med. 2017;45:426-433.
13
Kaplan LD, Jost PW, Honkamp N, et al. Incidence and variance of foot and ankle injuries in elite college football players. Am J Orthop (Belle Mead NJ). 2011;40:40-44.
14
Ekinci S, Polat O, Günalp M, et al. The accuracy of ultrasound evaluation in foot and ankle trauma. Am J Emerg Med. 2013;31:1551-1555.
15
Doherty C, Delahunt E, Caulfield B, et al. The incidence and prevalence of ankle sprain injury: a systematic review and meta-analysis of prospective epidemiological studies. Sports Med. 2014;44:123-140.
16
Waterman BR, Owens BD, Davey S, et al. The epidemiology of ankle sprains in the United States. J Bone Joint Surg Am. 2010;92:2279-2284.
17
Hølmer P, Søndergaard L, Konradsen L, et al. Epidemiology of sprains in the lateral ankle and foot. Foot Ankle Int. 1994;15:72-74.
18
Beckenkamp PR, Lin CC, Macaskill P, et al. Diagnostic accuracy of the Ottawa Ankle and Midfoot Rules: a systematic review with meta-analysis. Br J Sports Med. 2017;51:504-510.
19
Stiell IG, Greenberg GH, McKnight RD, et al. A study to develop clinical decision rules for the use of radiography in acute ankle injuries. Ann Emerg Med. 1992;21:384-390.
20
Cooke MW, Marsh JL, Clark M, et al. Treatment of severe ankle sprain: a pragmatic randomised controlled trial comparing the clinical effectiveness and cost-effectiveness of three types of mechanical ankle support with tubular bandage. The CAST trial. Health Technol Assess. 2009;13:iii, ix-x, 1-121.
21
Drummond MF, Sculpher MJ, Claxton K, et al. Methods for the Economic Evaluation of Health Care Programmes. 4th ed. Oxford University Press; 2015.
22
Noback PC, Freibott CE, Dougherty T, et al. Estimates of Direct and Indirect Costs of Ankle Fractures: A Prospective Analysis. J Bone Joint Surg Am. 2020;102:2166-2173.
23
Hartholt KA, van Beeck EF, Polinder S, et al. Societal consequences of falls in the older population: injuries, healthcare costs, and long-term reduced quality of life. J Trauma. 2011;71:748-753.
24
Cumps E, Verhagen E, Annemans L, et al. Injury rate and socioeconomic costs resulting from sports injuries in Flanders: data derived from sports insurance statistics 2003. Br J Sports Med. 2008;42:767-772.
2024 ©️ Galenos Publishing House