ÖZET
Ani sensörinöral işitme kaybı (SNİK) ile kan grupları arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.
Hastanemizde ani SNİK tanısı konulan toplam 201 hastanın ve işitmesi normal sınırlarda olan toplam 229 bireyin dosyaları retrospektif olarak tarandı. Çalışma ve kontrol grubunun kan grubu dağılımları belirlendi. Gruplar arasında istatiksel karşılaştırma yapıldı.
Çalışma grubunu oluşturan 201 hastanın 136’sı kadın ve 65’i erkekti. Kontrol grubuna dahil edilen toplam 229 hastanın 134’ü erkek ve 95’i kadındı. Çalışma grubunda 114 hastada sol kulakta ve 87 hastada sağ kulakta etkilenme mevcuttu. Her iki grupta en sık A Rh+ kan grubu saptandı. Çalışma ve kontrol grupları arasında yapılan kan gruplarının istatiksel karşılaştırmasında anlamlı fark saptanmadı (p>0,05).
Kan grupları (A, B, AB, ve O) ve Rh antijeni ani SNİK geçiren hastalar için risk faktörü değildir.
Giriş
Üç gün veya daha kısa zaman diliminde saf ses odyogramda en az ardışık üç frekansta ≥30 dB sensörinöral işitme kaybı (SNİK) saptanması ani işitme kaybı (AİK) olarak ifade edilmektedir (1). AİK tüm SNİK’lerin %1’idir ve insidansı 5-20/100000’dir. Cinsiyetler arasında fark yoktur ve en sık 30-60 yaş arasında gözlenir. Irk ve bölgesel farklılıklardan etkilenmez. %90 hastada tek taraf tutulmaktadır ve kulaklar arasındaki dağılım benzerdir (2,3).
AİK olgularının büyük çoğunluğunda etiyoloji kesinleştirilemez ve etkilenenlerin sadece %10’unda etyolojik faktör bulunabilir. Günümüzde AİK etiyopatogenezine yönelik çalışmalarda, kokleanın viral enfeksiyonu, kokleanın membran düzensizlikleri, otoimmün hastalık ve vasküler sebepler üzerinde durulmaktadır (4,5).
Genetik olarak kodlanan kan grupları çeşitli hastalıklar için yatkınlık oluşturabilir (6). Mide kanseri ile A kan grubu ilişkisi ve duedonal ülserli hastalarda O kan grubunun sıklıkla izlenmesi bu durumun en iyi örnekleridir (7). Otolojik hastalıklar ve kan grubu ilişkisi daha önce araştırılmış ve A kan grubuna sahip bireylerin Pseudomonas aeruginosa’ya bağlı otitis eksterna gelişimine genetik olarak yatkın oldukları saptanmıştır (8). Ayrıca O kan grubuna sahip bireylerin efüzyonlu otitis media gelişimine daha dirençli oldukları, A veya B kan grubuna sahip bireylerin efüzyonlu otitis media gelişimine yatkın oldukları gösterilmiştir (9). Literatürde çeşitli hastalıklar ile kan grupları ilişkisini araştıran birçok makale olmasına rağmen AİK ile kan grubu ilişkisi yeterince bilinmemektedir. Bu çalışmada ani SNİK ile kan grupları arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem
Ocak 2011 ile Aralık 2019 tarihleri arasında Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kliniği’nde tek taraflı ani SNİK tanısı konularak tedavi edilen 201 hastanın dosyaları retrospektif olarak tarandı. Şikayetleri 3 günden daha kısa bir süre içinde belirginleşen, saf ses odyometrisinde birbirine ardışık en az 3 frekansta 30 dB’den fazla SNİK tespit edilen ve 18 yaş üstü hastalar çalışmaya dahil edildiler. Hastaların yaş, cinsiyet, başvuru anındaki saf ses odyogram bulguları, AİK tarafı ve kan grubu sonuçları analiz edildi. Hastaların kan grubu dağılımları belirlendi. Elde edilen veriler, Ocak 2019 ile Aralık 2019 tarihleri arasında 18 yaş üstü olup hastanemiz sağlık kuruluna başvuran, yapılan saf ses odyometride işitme kaybı saptanmayan ve daha önce işitme kaybı geçirme öyküsü olmayan 229 sağlıklı gönüllünün sonuçlarıyla karşılaştırıldı. Çalışmaya etik kurul onayından sonra başlandı (tarih: 02.03.2020, karar no: 4/18).
İstatistiksel Analiz
Çalışmanın istatiksel analizi için SPSS 22.0 programı kullanıldı. Çalışmada ortalama, standart sapma ve yüzde gibi tanımlayıcı istatistiksel metotlar hesaplandı. Verilerin istatistiksel olarak karşılaştırılmasında ki-kare testi kullanıldı. İstatiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edildi.
Bulgular
Çalışmaya toplam 430 kişi (201 hasta ve 229 kontrol) dahil edildi. Çalışma grubuna dahil edilen toplam 201 hastanın 136’sı kadın ve 65’i erkekti. Kadın hastaların yaş ortalaması 43,95±14,45 (18-71) yıl ve erkek hastaların yaş ortalaması 48,04±15,23 (18-73) yıl olarak hesaplandı. Kontrol grubuna dahil edilen toplam 229 hastanın 134’ü erkek ve 95’i kadındı. Erkek hastaların yaş ortalaması 39,91±14,6 (18-69) yıl ve kadın hastaların yaş ortalaması 40,19±14,65 (18-66) yıl olarak hesaplandı.
Çalışma grubunda 114 (%56,71) hastada sol kulakta ve 87 (%43,28) hastada sağ kulakta etkilenme mevcuttu. Sol kulak işitme kaybı olan hastaların sol ve sağ kulak hava yolu saf ses ortalamaları sırasıyla 60,67±26,82 dB ve 16,32±7,79 dB olarak saptandı. Sağ kulak işitme kaybı olan hastaların sağ ve sol kulak hava yolu saf ses ortalamaları sırasıyla 56,93±28,37 dB ve 12,86±7,77 dB olarak saptandı. Kontrol grubunun hava yolu saf ses ortalamaları sağ kulak 15,3±4,53 dB ve sol kulak 14,92±4,58 dB olarak saptandı.
Tartışma
AİK’nin etiyolojisinde birçok sebep olmasına rağmen son çalışmalarda iç kulaktaki nörosensöryal hasara yol açan asıl olayın vasküler oklüzyon olduğu belirtilmektedir (10-12). Ayrıca AİK hastalarının kan trombofilik risk faktörlerinde artış olduğu saptanmıştır (13).
ABO kan grubu ile iskemik kalp hastalıkları, periferik vasküler hastalıklar ve venöz tromboemboli arasında ilişki saptanmıştır (14-16). O grubu dışındaki kan gruplarında arteryal ve venöz tromboemboli için artmış risk söz konusudur (17,18). Bu risk plazma koagülasyon faktörlerinden faktör VIII ve von Willebrand faktör artışına bağlanmıştır (19,20). O kan grubu dışındaki kan gruplarında plazma faktör VIII ve von Willebrand faktör seviyelerinde %25-30 artış olduğu gösterilmiştir (21,22). Ani SNİK gelişen hastalarda plazma faktör VIII seviyelerinin yükseldiği ve bu yüksekliğin hastalık şiddeti ile korele olduğu gösterilmiştir (23,24). Biz bu çalışmada belli kan gruplarının trombotik durumlara yatkınlık yaratabileceği fikrinden yola çıkarak ani SNİK geçiren hastaların kan grubu dağılımlarını sağlıklı kontrollerle kıyaslamayı planladık. Ancak çalışmamızda ani SNİK geçiren hastaların kan grubu dağılımları ile kontrol grubu arasında istatiksel anlamlı fark saptanmamıştır.
İç kulakta yerleşen koklear tüylü hücrelerin membranlarında ve sterosilialarında kan grubu antijenleri tespit edilmiştir. Bu antijenlerin tüylü hücre gelişimi, silyogenezis ve sinaptogeneziste aktif rol aldıkları belirtilmektedir (25). Bu bilgiler çerçevesinde ani SNİK gelişimi ile kan grupları arasında ilişki olabilir.
Otoakustik emisyon amplitüd değerlerindeki azalma gürültüye bağlı işitme kaybı (GBİK) gelişmesinde artmış riski gösteren önemli bir belirteçtir (26). Bireyler arasındaki kan grubu farklılıklarının otoakustik emisyon yanıtlarını etkilediği ortaya konmuş ve O kan gruplu bireylerin diğer gruplara göre otoakustik emisyon amplitüd değerleri daha düşük saptanmıştır (27,28). Yapılan diğer bir çalışmada, benzer şekilde O kan grubuna sahip kişilerde otoakustik emisyon amplitüd değerleri diğer kan gruplarına göre azalmış olarak saptanmış ve O kan gruplu bireylerin GBİK’nde gelişebilecek koklear hasar için riskli popülasyon olabilecekleri savunulmuştur (29).
Dogru ve ark. (30) O kan gruplu bireylerde GBİK gelişiminin daha fazla olduğunu belirtmişlerdir. Başka bir çalışmada da benzer şekilde O kan grubuna sahip kişilerde GBİK daha çok rastlandığı gösterilmiştir (31). Çalışmamızda AİK geçiren hastalarla, işitme kaybı geçirmeyen sağlıklı kontroller arasında yapılan kıyaslamada, kan grubu antijenleri (A, B, AB, O) arasında istatiksel anlamlı fark saptanmamıştır.
Anne ve babası Rh pozitif olan çocuklarda daha yüksek oranlarda işitme kaybı saptandığı bildirilmiştir (32). Ayçiçek ve ark. (33) Rh pozitif bireylerin GBİK gelişimi için artmış riske sahip olduklarını belirtmişlerdir. Çalışmamızda Rh antijeni açısından her iki grubun kıyaslamasında istatiksel anlamlı farklılık saptanmamıştır.
Biz bu çalışmada ani SNİK geçiren hastalarda kan gruplarının bireysel hassasiyet faktörü olabileceği düşüncesini araştırdık ancak ABO ve Rh kan grubu antijenleri açısından çalışma ve kontrol grupları arasında istatiksel anlamlı fark saptamadık. Tüm bu veriler ışığında kan grubu antijenlerinin ani SNİK için hassasiyet faktörü olmadığı saptandı. Kan grubu antijenleri ile AİK ilişkisini araştıran daha geniş çalışma serilerinde yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.
Sonuç
Kan grubu antijenleri belirli hastalıklar için risk faktörü olsa da ani SNİK saptanan hastalar için ABO kan gruplarının ve Rh antijeninin risk faktörü olmadığı saptanmıştır.
Etik
Etik Kurul Onayı: Hastanemiz; Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 02.03.2020 tarihli 4/18 karar no ile onay alınmıştır.
Hasta Onayı: Çalışma retrospektif arşiv taraması olduğu için hasta onayına gerek yoktur.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulunun dışından olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Cerrahi ve Medikal Uygulama: M.Y., Ö.E.G., Konsept: M.Y., Ö.E.G., Dizayn: M.Y., Ö.E.G., Veri Toplama veya İşleme: N.E., N.D.S.Y., Analiz veya Yorumlama: N.E., N.D.S.Y., Literatür Arama: Ö.E.G., N.E., Yazan: M.Y., N.D.S.Y.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.