Öz
Amaç
Venöz yetmezlik geleneksel olarak cerrahi müdahaleler ve termal ablasyon dahil olmak üzere çeşitli tekniklerle tedavi edilmektedir. Venöz yetmezlik için yeni bir teknik, N-butil siyanoakrilat (NBCA) doku yapıştırıcısının damara endovenöz olarak verilmesini içeren, bir damar kapatma sistemi kullanılarak termal olmayan ablasyondur. Tedavi seçeneklerindeki ilerlemelere rağmen, izole perforatör ven yetmezliğinin tedavisi, kronik venöz yetmezliğin patofizyolojisindeki rolü nedeniyle halen zorluk teşkil etmektedir. Bu tek merkezli retrospektif çalışma ile, perforatör ven yetmezliğinin tedavisinde NBCA kullanılarak termal olmayan, tümesan kullanılmayan embolizasyon yönteminin etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Gereç ve Yöntem
NBCA ile tedavi edilen, perforatör ven yetmezliği tanısı alan 98 ardışık hasta retrospektif olarak analiz edilmiştir. Çalışma protokolü, işlem öncesi ve sonrası fizik muayene, doppler ultrasonografi, venöz klinik şiddet skorlaması, CEAP (Klinik-Etiyoloji-Anatomi-Patofizyoloji) sınıflandırması ve yaşam kalitesi değerlendirmelerini içermektedir. Birincil amaç, Doppler ultrasonografi kılavuzluğunda NBCA tedavisi kullanılarak izole primer perforatör ven yetmezliği olan damar hastalıklarının tedavisinde klinik, fonksiyonel ve Doppler ultrasonografi parametreleri karşılaştırmaktır. Analizler SPSS yazılımı kullanılarak yapılmış olup, kategorik değişkenler frekanslar olarak ve sürekli değişkenler ortalama ± standart sapmalar veya çeyrekler arası aralıklara sahip medyanlar olarak rapor edilmiştir. Kategorik veriler için ki-kare veya Fisher’s exact testleri, sürekli değişkenler için Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. 0,05’ten küçük bir p değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
Bulgular
Doksan sekiz obliterasyon işlemi tamamlanmıştır. Çalışmada obliterasyon oranı, işlem esnasında ve sonrasında ağrı, flebit, ekimoz ve parestezi değerlendirilmiştir. Altıncı ayda obliterasyon oranı %96,9 olup, ağrıda ve diğer kronik venöz yetmezlik semptomlarında önemli bir azalma olmuştur. Komplikasyon görülme sıklığı düşüktür. Olguların %3,4’ünde flebit, %2,8’inde ekimoz ve %1,7’sinde geçici parestezi gözlenmiştir. Derin ven trombozu veya sistemik alerjik reaksiyonlar gibi ciddi yan etkiler bildirilmemiştir.
Sonuç
Perforatör venlerin obliterasyonu ile kesintiye uğratılması, kronik venöz yetmezlik semptomlarını etkili bir şekilde azaltmakta ve ülserin hızlı iyileşmesini desteklemektedir. Tümesan kullanılmayan, termal olmayan bu embolizasyon yöntemi, yüksek başarı oranlarıyla güvenle uygulanabilmektedir. Bu çalışmanın sonuçları, NBCA’nın perforatör ven yetmezliğinin tedavisinde uygun bir seçenek olduğunu göstermektedir.