ÖZET
Kalp yetersizliği yüksek mortalite ile ilişkili olup, atriyal fibrilasyon (AF) düşük ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizliği (HFrEF) hastalarında en sık görülen aritmidir. Çalışmamızda, bu hastalarda yeni başlangıçlı AF’nin bağımsız prognostik bir belirteç olup olmadığını araştırdık. Ayrıca, çalışmamızda HFrEF hastalarında hastane içi mortaliteyi etkileyen diğer parametreler de değerlendirildi.
Çalışmamız retrospektif, gözlemsel bir çalışmadır. Dekompanse kalp yetersizliği nedeniyle hastanemize kabul edilen sinüs ritmindeki 119 düşük ejeksiyon fraksiyonlu (EF) hasta yatış özellikleri, hastane içi olaylar ve mortalite açısından değerlendirilmiştir.
Hastaların %12’si hastane izlemi sırasında kaybedilmiştir. Hastaların ortalama yaşı 71±9 olup %37’si kadındır. Ortalama EF’si 27±7 olup ortalama hastanede yatış süresi 9±4 gündü. Düşük vücut kitle indeksi, düşük glomerüler filtrasyon hızı ve uzun hastane yatışı olan hastalar daha fazla hastane içi mortaliteye sahipti (sırasıyla; p=0,02, p=0,04 ve p= 0,001). Yeni başlangıçlı AF, restriktif doluş bozukluğu ve anjiyotensin enzim/reseptör inhibitörleri kullanmamak da yüksek hastane içi mortalite ile anlamlı olarak ilişkiliydi (sırasıyla; p=0,001, p=0,001 ve p=0,02). Uzun hastane yatışı ve yeni başlangıçlı AF hastane içi mortalite için bağımsız belirleyiciler olarak saptandı [sırasıyla p=0,006 Odds oranı (OR): 1,394 (1,0988-1,771] ve p=0,012 OR: 10,869 (2,677-71,428)].
Hastaneye dekompanse olarak kabul edilen HFrEF hastalarında prognoz kötüdür. Çalışmamızda yeni başlangıçlı AF ve uzamış hastane yatışının mortalite üzerine bağımsız olarak etki eden belirteçler olduğunu saptadık. Hastane içi ölümlere etki eden prognostik belirteçleri iyi saptayabilmek, bu hastalarda daha yoğun ve etkin hedefler için yardımcı olabilir.