ÖZET
Darüşşifalar Türk-İslâm vakıf kültürü içerisinde önde gelen sosyal yardım kuruluşlarından birisidir. Tıp mesleğinin uygulanmasına yönelik özel mimari anlayış içeren yapıları ile toplumun sağlık ge-reksiniminin karşılanması için yapılan bu kuruluşlar, varlıklarını vakıfları ile korumuşlar ve sürdür-müşlerdir. Selçukluların özellikle Anadolu’da ortaya koyduğu darüşşifalar Türk tıp tarihi açısından önem taşımaktadırlar. Bunların içerisinde Anadolu Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykâvus tarafından 1217 yılında yaptırılan Sivas Darüşşifası hakkında hem mimari, hem sanat tarihi, hem de Selçuklu-lardan günümüze ulaşan tek vakfiyeye sahip olması nedeniyle, tıp tarihi açısından pek çok araştır-ma yapılmış ve önemli bilgilere ulaşılmıştır. Vakfiyeler, tahrir ve evkaf defterleri, atama fermanları gibi yazılı belgeler binaları artık var olmayan ve yerleri bilinmeyen darüşşifalar ve medreseler gibi eserlerin varlığını bize haber vermektedirler. Bu konuya Kütahya hastanesi örnek olarak verilebilir. Anadolu Selçuklularından günümüze kalan darüşşifaların bazılarında kitabelerin de bulunması bu yapıların banilerini, yapım tarihlerini ve bu eserlerin mimarlarını da bize bildirmektedir. Sivas İzzeddin Keykâvus Darüssıhası vakfiyesinden başka kitabesi ile de önemli bir örnektir. Öte yandan kitabeler bize günümüzde ayakta olmayan darüşşifaların varlığını da kanıtlamaktadır. Buna ör-nek olarak Çankırı Cemaleddin Ferruh Darülafiyesi verilebilir. Vakıfların elindeki belgelerin tıp ta-rihi açısından taşıdığı önem tartışılmaz görünmektedir. Bu nedenle vakıf kayıtları özenle yeniden gözden geçirilmeli, yeni bulgular ışığında var olan bilgi ve bulgular değerlendirilmeli, gerekirse yeniden yorumlanmalı ve bilimsel ortamlarda bilim dünyasına sunulmalıdır. Bu amaçla yapılacak araştırmaların multidisipliner yaklaşımla ele alınması, vakıf uzmanları, sanat tarihçileri, mimarlar, tarihçiler ve tıp tarihçileri tarafından ortaklaşa yapılması daha doğru sonuçlara ulaşmamızı sağlayacaktır.